Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

6 Ağustos 2010 Cuma

Türkiye yabancıya cennet....



Dün akşam arkadaşlarımla birlikte yeni açık üst katta Beşiktaş'ı izledim Plizen'e karşı. Tribünler tıklım tıklım, herkesin coşkusu üst seviyedeydi. Fener'in başına gelenle birlikte bi miktar tırsmış olmakla beraber, fark bekleyenlerin sayısı azımsanacak gibi değildi. Maç başladı, Plizen ilk maçta olduğu gibi Beşiktaş'tan daha organize bir oyun ortaya koyarak rakibine uzun toplarla oynama haricinde bir şans bırakmadı. Dakikalar 25'i bulduğunda maçın başındaki şevkimiz yerine öflere pöflere bırakmıştı bile. Rakibin üzerine gidemiyor, onları alanlarına sıkıştıramıyor, şutlarla bunaltamıyorduk. 7 numaralı oyuncumuzdan spektaküler hareketler de izleyemiyorduk, her çalım denemesinde ya topun, ya da rakibin üzerine basıp top kaybı yaşatıyordu bize. Ama kaybettikten sonraki hırsı, mücadelesi ile tribünlerden tonla alkış alıyor, o dakikaya kadar top kaybı bile yapmamış Necip'ten 10 top kaybı fazlasıyla oynamasına rağmen. Neyse ki ilk yarım saatin sonunda, presle topu kazanan Bobo kaleye ilerlerken indirilince rakip 1 kişi eksildi ve maç bir anda tada geldi. Bizim için tabi!! En nihayetinde dünya yıldızımız kendine has bir şekilde ayağının dışıyla kontrol etti, sürdü, cezasahasına girdikten sonra vurdu ve kıyamet koptu. Sanmayın ki ben kıyameti koparanların dışında tutuyorum kendimi. Sevinçten sarhoş olduk, sanki sayısalı tutturduk a.k. Adam bir de tribünün önüne gelip formayı öpmesin mi? Tamam işte ya, bittik. O dakikadan sonra esiriyiz Quaresma'nın. Uzun top atılıyor, kontrol edemiyor, açılan top taca çıkıyor. Elini kaldırıyor arkadaşından özür dilemek için. Hurrrraaa, alkış kıyamet.. Delgado'nun kendisine pas denemesini Plizen savunması konrnerle kesiyor, "tebrikler, güzel pastı" gibisinden bir jest yapıyor eliyle adam, hurrrra millet kendini kesiyor tribünde, "ohaa oluuum, arkadaşını ne kadar seviyor lan bu herif hemen tebrik etti, auauhauehuheuhe".....Bir de Delgado'ya asist yapıyor ardından adam. Yemin ederim, fırsat verilse alıp evinde ağırlayacak, tüm maaşını eline sayacak binlerce adamız tribünlerde. Topu kontrol ediyor alkış, şut atıyor alkış, pas veriyor alkış, gülüyor alkış, kendine kızıyor alkış. Adam peygamber sıfatında şu an. Quaresma eğer biraz beyin sahibiyse, 2-3 sezon adamakıllı oynar, kupalar kazandırır, Türkiye'deyken kazandığı paralar bu dünyadaki hayatına, aldığı hayır duaları da ahiret hayatına sonuna kadar yeter. Böylesini bulamazsın olum Q7. Sen bizi sevindir, gerisine karışma. Dün akşam o ünlü "tırıvırı" vuruşunla topu ağlara gönderdiğinde bir an için bizim evi senin üzerine yapmayı düşündüm. Anla artık durumu.

1 yorum: