Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

29 Temmuz 2010 Perşembe

Hadi canım...


"Beni karşılamak için gelen taraftarların tezahüratları, tribün şovları inanılmazdı. Elim ayağıma dolaştı. Adeta rüyada gibiydim, ayaklarım yere basmıyordu. Bu büyüklük, Real Madrid’in büyüklüğü değil, Beşiktaş’ın büyüklüğü Real Madrid’ten kat ve kat fazla... Kıyaslanamaz bile."

www.fanatik.com.tr

İşte Beşiktaş'ımızın yeni transferi Guti'nin Türkiye'ye ayak basar basmaz verdiği demeç. Gerçekten söyledi mi, gazete mi yamulttu, orası belli değil.

23 Temmuz 2010 Cuma

Vay anasını arkadaş....



Quaresma, Guti, Pino, Cana, Dia, Stoch....Öyle ki, yıllardır uçağı bi türlü Türkiye'ye varamayan İnsua bile Türkiye'de. Bu sezon güzel geçecek, hissediyorum.

18 Temmuz 2010 Pazar

Kafa Kafaya Takas



13 tane yabancısı bulunan Beşiktaş, elindeki 3 yabancıdan mümkün olan en az zararla kurtulup kadrosunu hafifletmek istiyor. Quaresma ve Guti ile sevinçten çıldıran taraftarı, gündeme gelen Ferrari - Servet takası dehşete düşürdü. Elde bulunan yabancılar arasında en kolay elden çıkarılabilecek, piyasası en hareketli olanı Ferrari. Cannavarro'nun gidişiyle doğan boşluğu Ferrari ile doldurmak isteyen Juventus'un yakın ilgisi dünya kupası öncesinden başlamıştı. En az alındığı paraya elden çıkartılabilecek bir isim Ferrari. Fakat basından okuduklarım Ferrari'nin Servet'le takas edileceği yönünde. Etoo - İbrahimoviç takasında Barcelona nasıl bir kazık yediyse eğer bu takas da gerçekleşirse yaratacağı hasar aynı olacak bence. Ferrari gibi bir stoperi en büyük rakibine göndererek Neill ile birlikte geçilmez bir tandem yaratmak elde 13 yabancı bile olsa akla gelebilecek en kötü çözüm. Hele hele yerine Servet'i kadroya katmak.... Allah korusun diyorum, basınımızın her zaman yazdığı romanlardan biridir inşallah diyorum. Denyo başkan transfer dönemininin başından beri yaptığı hamlelerle taraftarı nasıl coşturduysa bu takas gerçekleşirse, ne kazandıysa hepsini geri verir karizma adına. Bir de Beşiktaş'ın takıma kattığı kaliteli İtalyan futbolcuları kovar gibi yollamaya çalışması durumu dikkat çekici. Guinti'ye de hiç iyi muamele yapılmamıştı şampiyonluk kaçınca. Ferrari'yi de döve döve yollamaya uğraşıyoruz. Sanki her sezon Türkiye'ye onlar kalitesinde İtalyan futbolcu gelebiliyor ya...Hemen sepetliyoruz adamları.

15 Temmuz 2010 Perşembe

Artık PES'te Valencia alınmaz...


City'den yapılan açıklamada, David Silva'nın dört yıllık sözleşme imzaladığı belirtildi.

Açıklamada, Manchester City ile Valencia'nın Silva için anlaşma sağladığı, oyuncunun Dünya Kupası'ndan sonra medyaya tanıtılacağı ifade edildi.

City, İspanya milli takımında forma giyen 24 yaşındaki David Silva için Valencia'ya 27 milyon sterlin ödeyecek.

İspanya adına 37 maçta yedi gol atan kanat oyuncusu, geçtiğimiz sezon La Liga'da 30 maçta sekiz gol kaydetti.

9 Temmuz 2010 Cuma

Sürpriz...

İspanya'nın çok üstün bir oyunla Almanya'yı eleyerek finale çıkmasından sonra, İspanya ve Barcelona sempatizanlarının bitmek tükenmek bilmeyen zafer çığlıkları duyuluyor. Hollanda'yı neredeyse hiç ama hiç kimse hesaba katmıyor. İspanya sanki boş kaleye karşı oynayacakmış gibi. Sneijjder, Robben, Van Persie, Van Bommel, Kuyt, Van Der Vaart gibi topçuların yabana atıldığını görmek beni İspanyollara karşı daha da hırslandırdı. Öyle ki hocam ilk 11'de görev verirse 3. dakikada kırmızı kartla oyun dışında kalırım. Çocukluktan başlayarak bugüne kadar oynanan her turnuvada gönülden desteklediğim Hollanda'nın kendini hafife alanlara verecek bir cevabı olduğunu düşünüyorum. İspanya şöyle oynuyormuş, İspanya böyle pas yapıyormuş, İspanya hep topa sahipmiş, İspanya presle yıldırıyormuş falan filan...Turnuvanın ilk maçında İsviçre karşısında da aynı takım vardı sahada. Mağlup oldular??? Makine gibi işleyen bir düzeni vasat bir takım bile bozabiliyor yeri gelince. Hollanda 6 maçtır çizgiden alıp yürüyen, cezasahasına yaklaşınca sola çekip vuran Robben'in egosunu frenleyip pas dağıtmaya ikna edebilirse (Pique ve Puyol, Slovak veya Uruguaylı savunmacıların yaptığı gibi şut atsın diye önünü açmaz, bacağını eline verir çünkü) Sneijjder'den aldığı verimi bu maçta da alabilirse, Van Bommel ve Jong'la yakaladığı sertliği İspanya'nın pas yapan ayaklarına da gösterebilirse, Van Persie'nin cezasahası çevresinde topa sahip olup şut imkanı yaratabileceği noktalara yardım getirip çoğalabilirse....-ebilirse -abilirse ile doldu burası. Ama herşey mümkün. Hollanda favori değil belki, ama sürpriz de değil. Hollanda kazanırsa ise Beşiktaş kazanmış gibi sevineceğim, İspanya kazanırsa Barcelona nefretim katlanacak. Olacağı bu.

7 Temmuz 2010 Çarşamba

HOLLANDA - ?




Hollanda rakibini bekliyor artık.Engelleri bir bir aşarak, 6 da 6 yaparak finale geldi portakallar.
Diğer finalist bugün belli oluyor.Oldukça dengeli bir maç olacağı görüşündeyim ben.Almanya'nın saha içinde yardımlaşmayı daha iyi beceriyor sanki ama unutulmamalı ki Almanya, bu turnuvadaki en iyi orta sahaya karşı oynayacak.İspanya turnuvanın gol kralını takımında bulundurmuş olsa bile sanki gol yollarında biraz sıkıntılı.Özellikle Tores'in formsuzluğu can sıkıcı.Bu maçta da bütün yük Villa'nın üzerine binecekse eğer, İspanya'nın işi çok zora girer.Gole kadar orta sahada sıkışan bir maç bekliyorum ben, dolayısıyla alt tercihini öneriyorum.Süprizciler ise sistem kuponlarında 0/0 oynayabilirler.

- dengeli bir maç oluyor sayın üründül
- çokkkkkk
- peki xavi- iniesta sayın üründül
- çokkk dedik ya yaaaaaa

6 Temmuz 2010 Salı

YARI FİNALDE İLK GÜN...




Öncelikle Uruguay'ı ele almak gerekirse, yarı finale kadar sadece ezik Fransa ile oynadı Avrupadan.Futbolunu beğeniyordum ben Gana maçına kadar.Kötüde oynasalar o maçta turu geçmeyi becerdiler, ama şimdi karşılarında Hollanda devi var.Uruguay yarı finale gelene kadar biraz hırpalandı.Sakatlıklar, cezalılar baş göstermeye başladı.
Hollanda'yı ele alacak olursak eğer; onlar portakallar, onlar herzaman sempatikler.Bu senede oldukça iyi gidiyorlar, kayıpsız yollarına devam ediyorlar.Brezilya'yı geçerek çok büyük bir adım attılar.Herhangi bir sakatlık ve cezalı sorunu olmayan Hollanda, Uruguay'ı zorlansa da zorlanmasa da geçecektir.Onlar final oynamak istediklerini Brezilya'yı yenerek gösterdiler.
- sayın Üründül Hollanda güzel oynuyor
- çokkkkkk

Neden maymun oldular?


Evet, abartma yok, bildiğin maymun oldu Arjantin. 4 tane yedi, 4 tane daha yiyebilirdi. O kadar müsaitti ki Maradona'nın takımı gol yemeye...4 maçta alınan üstüste galibiyetler, atılan 4'ler gözleri boyamıştı. Ortasahasız, PES 2010 havasında oynayan bir ekip olduğu göz batmıyordu Arjantin'in, farklı galibiyetler alındığında. Sahadaki yıldızlar buraya kadar gayet güzel idare etmişti, öyle ki Maradona'nın taktiksel bir değişiklik veya oyunun yönünü değiştirecek bir oyuncu hamlesi yapmasına hiç gerek olmamıştı. Fakat müthiş organize Almanlar karşısında geçen yazımda değindiğim bireysel yetenekler çaresiz kaldı, Arjantin'in kurgusal anlayışının yüzde 95'ini oluşturan Messi'nin topu alıp kaleye dripling yaparak şut atması veya topu kale önüne vurabilecek birine indirmesi olayı da gerçekleşemedi. Gerçekleşmeyince de, alternatif hücum planı olmayan Arjantin çıkarken sıklıkla top kaybı yaptı ve hep tek ayak üzerinde Almanlara yakalandı. 90 dakika bittiğinde tabela 4-0'ı gösterirken, Maradona iyi oynadıklarını, elinden geleni yaptıklarını söylüyordu. Ben o demeci açıklamak için "şoka geçirme" tabirini kullandım. Hala da kullanıyorum, çok memnunum.
Almanlar beni yanıltmadılar. Parçalaya parçalaya geliyorlar. Ama her nasılsa Arjantin Güney Kore'den, Yunanistan'dan, Nijerya'dan, Meksika'dan göremediği baskı ve ezici üstünlüğü Almanlar karşısında görüp maymun olduysa, Almanlar da Arjantin'den 1 gömlek yukarıda istikrar, kurgu ve organizasyona sahip İspanyollar karşısında bir üst seviye bir sınav verecekler. Almanlar'ın ne oynayacağı az çok belli. Del Bosque'nin futbolcularına vereceği taktik younun gidişatını belirleyecek. Ben ilk yarı kontrollü oyun, ikinci yarı çılgın bir maç bekliyorum. ilk yarı 0, ikinci yarı 0, uzatmalar. Torres'in maçı olacak sanki, hissediyorum.
-Sergen nolur?
-Üst olur.
-Ama gazetede alt olur yazmıştın.
-Evet, orada bi sıkıntı var. Ve Xavi'nin her vurduğu frikik gol olmuyor. Bence yıldız değil.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

TANRININ ELİ 2010




Dünya Kupasına yakışan güzel bir maçta dünün 2.maçıydı.Mücadele gücü yüksek bir maç oldu(ben bu cümleyi bir yerden hatırlıyorum ömer abiden mi acaba). Afrika takımı 90 dakika boyunca daha dirençliydi ama bitirici adam eksikliği maçı uzatmalara götürdü.Uzatmalarda ise fizik ve kondisyonu düşen Uruguay oyundan iyice düştü ve Gana bu bölümde 2-3 tane %100 lük gol fırsatını deüerlendiremedi.
Dakikalar 120 yi gösterdiğinde sahneye bu dünya kupasının sivrilen genç çocuğu Suarez çıktı.Duran top sonucu ceza alanı içinde yaşanılan karambolde bu dişlek arkadaş önce ayağı ile sonra eli ile topu çizgiden çıkartarak yazılacak olan tarihin sanki habercisiydi.kazanılan penaltı vuruşunu inanın ben atmak istemezdim.Mensah kardeşte zaten vuruş öncesi tedirgindi ve Roberto Baggio nun 94 Dünya kupasındaki kaçan penaltıyı hatırlattı bizlere.Şimdi soruyorum sizlere bu turu Uruguay a Suarez mi,Mensah mı yoksa çocukluktan ölüme kadar bizi esir alacak olan futbol un sihirimi getirdi????
PORTAKAL ORDA KALLLL!!!!

Hollanda dün fotbol devine ders verdi özellikle 2. yarıda.İlk yarıda korkak,ürkek rakibin oyununu kabul eden bir hollanda izledik.defans hatasıyla gelen gol ile devreyi yenik kapattı portakallar.O 15 dakikalık devre arasında soyunma odasında neler olduysa(Aziz Yıdırım soyunma odasına girmiş gibi) 2. yarıya daha agrasif,pres yapan, hep topun kendisinde olmasını isteyen bir Hollanda çıktı sahaya.Golüde erken bulmalarıyla moral avantajını kendi lehlerine çevirdiler.2.golle birlikte gelen kırmızı kartta artık zaferin habercisiydi.
Arrtık Hollanda nın yolunun açık olduğunu düşünüyorum.Suarez siz Uruguay ı geçerek adını finale yazdıracaktır.Gönlümden de bu geçiyor açıkçası.

2 Temmuz 2010 Cuma

Çeyrekler, Arjantin - Almanya



Turnuvaya getirdiği forvetler ve hocaları sayesinde kupanın en çok konuşulan takımlarından biri olan Arjantin, 4'te 4 yaparak çeyrek final kapısına ulaştı. Herkes Messi'den goller beklerken onun kaleye vurduklarını tamamlayan Higuain de gol krallığında lider. Beklentilerin tam tersi. Elemeleri zar zor geride bırakarak son maçta Güney Afrika'ya gelmeyi başaran Arjantin, oynadığı oyunla hayal kırıklığı yaratıyor, Maradona'dan teknik direktör olmayacağı herkes tarafından konuşuluyordu. Fakat kupa başladı ve Arjantin önüne geleni süpürdü. Gruptan puan kaybetmeden çıkan Arjantin, Messi'nin akıl dolu pasında (!) Tevez'in müthiş füzesiyle öne geçtiği Meksika karşısında çok da zorlanmadı ve rakibini beklemeye başladı. Daha önce söylediğimiz gibi müthiş bir hücum gücüne sahip Arjantin, ortasahasının sıradanlığı sebebiyle şampiyonluk şansı sıralamasında geride. Messi topu alacak, iki kişiyi geçecek, Veron'a verecek, sonra cezasahasında tekrar topla buluştuğunda ya kaleye vuracak, ya da Tevez, Higuain, Milito, Aguero, Palermo'dan biriyle topu buluşturacak, vuruşun kalitesine ve kalecinin performansına göre santraya yürüyüp yürümeyecekleri belli olacak. Önüne gelene 3 4 sallayan Arjantin bana göre bu oyun yapısıyla halen favoriler arasında değil. Çıtanın yükselmesi, daha çok oyuncunun oyuna katılması, ortasahada yapılan pas sayısının artması gerekiyor bana göre.

Almanya ise yine sessiz ve derinden ilerleyerek çeyrek final oynamayı başardı. Turnuvanın ilk maçında Avustralya'ya 4 tane sallayarak gündeme bomba gibi düşen Panzer İdman Yurdu, bir anda en çok beklentiye sahip olan takımlar arasına girdi. Mesut Özil'in müthiş futbolu, yarattığı pozisyonlar ve yaptığı asist çok konuşuldu. Grubun ikinci maçında Sırbistan karşısında gördükleri kırmızı kart (Klose) ve kaçırdıkları penaltı (Podolski), hayal kırıklığı bekleyenlerin elini güçlendirse de Gana karşısında alınan galibiyet Almanları ikinci turda İngilizlerin rakibi etti. Maça müthiş başlayan ve İngiliz kalesine sık sık inen Almanlar bu turnuvadaki en önemli avantajlarının mücadeleci ruhları olduğunu bir kez daha kanıtladılar. Sahanın her alanında yardımlaşan, geriye iyi koşan, her alanda pres yapan takım bunun semeresini Neuer'in degajını inatla kovalayan Klose'yle aldı. 2-0'dan sonra İngilizlerin Almanlara karşı kurduğu baskı can havlinden başka bir kaynağa sahip değildi. Fakat ben de 2-1 iken "Lampard'ın golü verilse Almanlar burada olur muydu" sorusuna "kesinlikle evet" yanıtı verebileceklerden değilim. Herşeye rağmen sahaya yayılma, yardımlaşma, takım olarak mücadele etme, bloklar arası bağlantı gibi klişe Ömer Üründül kriterlerinde bence Arjantin'e göre çok daha önde olan Almanya, rakibinin gücüne göre oynayacak, yıldızlarını tatlı-sert oyunla yıldırıp Arjantin'in sahasına yerleşmesine izin vermeyecek, Arjantin'in en büyük eksiği çok paslı oyunu kendileri oynayıp rakibi yoracak, genç ve dinamik kadrosuyla son yarım saate doğru Arjantin'in kalesine gidecek, ortasahası pek varolmayan Arjantin'in üzerine Mesut, Müller gibi gençlerle çökecektir. Ben Almanya'yı favori görüyorum, ama rakipteki oyuncuların adı dudak uçuklatmaya yeter. Takım oyunu bireysel yeteneklere karşı galip gelsin istiyorum ben. Ayrıca bu maç üst hocam.
-Ömer Abi Mesut ne güzel vurdu öyle değil mi?
-oooooooooouuuuuuuuuuuv!!!