Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

30 Haziran 2010 Çarşamba

Çeyrekler, Hollanda - Brezilya



Beni az çok tanıyanlar, nasıl Hollanda aşığı bir futbolsever olduğumu bilirler. Bilgisayarımı aldığım 98 yılından beri çıkan her oyunda ilk amacım Hollanda'yı şampiyon yapmak. Katılıp elendikleri turnuvaların manası bile kalmıyor turuncu formayı sahada göremeyince. 88'de bu adamlar Avrupa şampiyonu olduklarında ben daha suya pu dediğim için doğru düzgün hatırlayamıyorum adamların elde ettiği tek büyük başarıyı. Çok zorladım hafızamı fakat, pek birşey yok şampiyonlukla ilgili. Artık dünya gözüyle, bilincim açık olarak bir kupa görmek istiyorum "Portakal"ların elinde yükselen. Takım formda, az pozsiyon verip, yettiği kadar gol atan bir görünümdeler. Gerek teknik kapasiteleri, gerek mücadele güçleri ile öne çıkan oyuncuların iyi bir karışımı var sahada. Kadro istikrarı mevcut. Önceki turnuvalarda hücum gücü ile dikkat çeken Hollanda, arka tarafı sıkı kapatamadığı için turnuva sonunu göremiyordu. Bu kez Savunma kurgusu daha oturmuş. Van Bommel ve Jong gibi geçilmesi iki zor kayanın varlığı da güven veriyor. Robben alev alev bitirdiği sezondan sonra da durmuyor. Sneijjder ise İnter ile kazandığı kupaların yanına bir de dünya kupası ekleme niyetinde olduğunu gösterdiği mücadele ve konsantrasyonu ile kanıtlıyor. Brezilya ile eşleşmek bence onlar için iyi. Bu takım şampiyon olacaksa karşısına İspanya, Arjantin, Almanya gibi takımlar gelecek, vasat takımları yenerek buraya gelen Hollanda kendini çetin cevizlere hazırlamalı.

- Ömer abi, Robben yine pas vermedi.
- Yaptığı yanlış. Arkadaşına topu şey etmesi lazımdı.
- Pozisyon golle sonuçlandı ama.
- Evet.

Brezilya "Ölüm Grubu" olarak nitelendirilen gruptan pek terlemeden rahat rahat lider çıkarak adını ikinci tura yazdırdı. Karşısında iyi futbol oynuyor denilen Şili vardı. Ne hikmetse iyi futbol oynayan Şili, Brezilya karşısında ne olduğunu anlamadan 3-0'lık bir yenilgi aldı, bir ara Brezilya'yı sahasına hapsettiği halde. Brezilya çok mu iyiydi oynadığı 4 maçta? Rakiplerine göz açtırmadı mı? Sahada samba, salsa, rumba, çaça mı yaptı? Hayır. Futbolun en iyi becerdiği kısmını, yani hücumu iyi yaptı. Savunada pozisyonlar da verdi, zaman zaman oyun hakimiyetini rakibine de kaptırdı. Fakat bu turnuvaya diğer turnuvalara nazaran daha az favori gelmiş olmanın verdiği hırsı kullanarak çeyrek finale rahat ulaştı. Galatasaray'da sürünen Elano, 2 gol, 1 asistle oynuyor. Kulübünde idare eden Robinho, ülkesi için kıçını yırtıyor. Çok yorucu ve uzun bir sezonu geride bırakan Fabiano, beklentileri karşılamanın verdiği keyifle Hollanda maçına hazırlanıyor. Bence, bu turnuvada, Brezilya milli takımı'nda daha önce olmayan birşeyler var. Kazanma hırsı gibi. 3 maçı tamamen izledim, Kore maçını da özetle. Allah vergisi yeteneklerine güveniyorlar halen, fakat kendilerini bununu getirisine teslim etmemiş bir takım var sanki sahada. Kore maçında rakibi hafife almanın nelere mal olabileceğini gördüler, ve artık daha dikkatliler. Gönlüm Hollanda diyor, aklım Brezilya. En az 3 golün olacağı bir maç bu bana göre.

- Kaka çok yoruldu, son dakikalarda oyundan bir hayli düştü.
- Onu çıkarıp yerine kremoneze'yi (camoranesi) alması lazım şeyin, Dunga'nın.
- .....

Çeyrekler,Uruguay - Gana



Dünya Kupası'nda çeyrek finalleri gördük. Buraya ulaşabilen 8 takımdan 4'ü Güney Amerika'lı, 3 Avrupalı, 1'i de Afrikalı. Brezilya, Arjantin, Almanya, Hollanda, İspanya, büyük çoğunluğun kupa başlamadan çeyrek final oynayacaklarını düşündükleri takımlardı. Fakat Uruguay, Paraguay ve Gana beklentilerin üzerine çıkarak devlerin yanında yer almayı başardılar. Benim sürpriz adayım Sırbistan önündeki oyununu gördükten sonra Gana olmuştu. Afrika aslanlarının önüne geleni yenip şampiyon olmasını gönülden isterim ama bu, ihtimallerin en küçüğü şu durumda ama, tabi ki imkansız değil. Ciddi eksikler var. Cezalar ve sakatlıklar çok geniş olmayan kadroyu iyice daralttı. Sakatlanan Prince ile gördükleri kartlarla cezalı duruma düşen Mensah ve Ayew takım için büyük önem taşıyan parçalardı. Fakat buraya kadar sınırlı teknik kapasitelerinin yanına üstün mücadele güçlerini ve hırslarını koyarak geldiler. Özellikle oynadıkları karşılaşmaların ikinci yarısında atletlerden oluşan ciğersiz bir takım olmalarının verdiği avantajla daha diri kaldılar, oyunların finallerini daha iyi oynadılar. Hadlerini biliyorlar, oyunu ne çok önde, ne çok geride kabul ediyorlar. Rakibin oyundan düştüğü dakikalarda öldürücü darbe için hep hazırlar.

-Ömer abi, Gana çok fazla koşup mücadele eden bi takım.
-Çooook.

Uruguay ise Forlan'ın ilk maçlardaki performanslarının yanına Suarez'inki de koymayı başarınca çeyrek final rahatlıkla geldi. 4-3-3 oynayan bir takımın ileri uç oyuncularından biri Forlan, biri Suarez, Biri Cavani olunca haliyle gol bulmak pek de zor olmuyor. Fransa karşısında verdikleri sıkıcı takım görüntüsünden kendi güçlerinin farkına varınca sıyrılmaya başladılar. Çok gösterişli olmayan, daha çok mücadeleye dayanan bir oyun yapıları var. Topu ayağında tutması beklenen futbolcular dışında kimse topu oyalamıyor. Ortasahaları çok savaşçı. Güney Amerika'nın Paraguay'la birlikte en sert takımı olmalarının verdiği avantajı kullanmayı şu ana kadar iyi bildiler. Karşılarında onlardan teknik olarak geride fakat kondisyon olarak ileride bir takım var. İş pas yapmaya ve hücum organizasyonu kurmaya kalırsa Uruguay ağır basan taraf, fakat dakikalar ilerledikçe skor dezavantajına düşmeyen bir Gana, hırs küpü Uruguay'a (lugano!!!) hata yaptırmaya ve ve oyunu lehine çevirmeye yakın. Eksikler olmasaydı Gana kazanır derdim, ama normal süre sonucu beraberlik gibi geliyor bana. Tur için favorim Uruguay, desteğim ise Gana'ya Dünya kupaları tarihinde üçüncü çeyrek final gören Afrika takımı olan Gana'nın tarih yazmasını istiyorum.

- Sayın Üründül, tüm duran topları Forlan'a kullandırmak doğru sizce?
- Evet.

24 Haziran 2010 Perşembe

Daum'un ne suçu var?Rüştü şerefsizi değil miydi fenerin şampiyonluğunu yiyen?


Bana dokunma başkan!

Daum ile 17 Haziran'daki toplantıda ilk kez bir araya gelen Aziz Yıldırım sinirlenince Alman hocanın sırtına yapıştı. Daum'un yanıtı sert oldu.

Fenerbahçe ile Christoph Daum arasındaki gerginlik sürerken, 17 Haziran'da kulüp binasında yapılan ilk toplantıda yaşananlar gün ışığına çıkıyor. SABAH'ın ortaya çıkardığı o günkü olayda, başkan Aziz Yıldırım'ın Daum'a fiili müdahalede bulunduğu öğrenildi. O gün başkan Aziz Yıldırım, teknik direktör Daum ile ilk kez kulüp binasında biraraya gelir. Ali Koç ile İlhan Ekşioğlu'nun odalarının karşısındaki Kocaman'ın odasında yapılan görüşmeye Daum ekibiyle katılır. Fenerbahçe adına da Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, Ali Koç ve Cihan Kamer de odada yerlerini alır. Giderek hararetin arttığı görüşmede asbaşkan Cihan Kamer, Daum'a "İkinci kez aynı şekilde şampiyonluğu kaçırıyoruz. Biz seni hangi yüzle taraftarın önüne çıkaracağız" der. Daum ise, "Benim sözleşmem var. Buraya sizinle oturup anlaşmaya geldim. Bunu 3 yıllık sözleşme yaparken düşünmeliydiniz" yanıtını verir.

BAŞKANIN ÜZERİNE YÜRÜDÜ
Ortamda hakaretler havada uçuşmaya başlarken ve küfürleşmeler duyulurken, iyice gerilen Yıldırım, Daum'u sırtından tutarak ayağa kaldırmaya çalışır. Bunun üzerine Daum'la birlikte gelen kaleci antrenörü Holger Gehrke, Yıldırım'ın üzerine doğru hamle yapmaya kalkışır. Rezaleti araya girenler önler. Sırtından tutulması üzerine bir anda sertleşen Daum, Yıldırım'a dönerek, "Bana bir daha dokunma başkan" diye çıkışır. Bu sözle birlikte ipler tamamen kopar. Ve o günden sonra iki taraf da bir araya gelmek istemez. Sözleşmesinden ötürü tazminatı garanti olan Daum, daha rahat davranırken, Aziz Yıldırım ise ekonomik açıdan minimum zararla krizi nasıl çözeceğini araştırıyor.

'Sen rahat ol Aykut'
Daum konusundaki pürüzler Aykut Kocaman'ın moralini bozunca destek Aziz Yıldırım'dan geldi. Yıldırım'ın, Kocaman'a her zaman yanında olduğunu hatırlatarak, "Sen kafana takma, en kısa sürede bu işi halledeceğiz. Ailenle birkaç gün dinlen. Sonra yeniden kolları beraber sıvarız" diyerek moral izni verdiği öğrenildi. Teknik direktör olmasına kesin gözüyle bakılan Aykut Kocaman'ın salı ve çarşamba günleri kulübe hiç uğramadığı ancak birkaç gün içinde işbaşı yapacağı ifade edildi.

Sen de rahatsız ol Daum!
Fenerbahçe, teknik direktörü Christoph Daum'u bezdirmek için tesislerde elinden geleni yapıyor. Sözleşmesine uygun olarak mesaisini yapmak için Samandıra Tesisleri'ne gelen Daum'un çalışma yapacağı odada inşaat çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğü bildirildi. Ayrıca tesislere geldikten sonra zaman geçirmek için Güney Afrika'daki Dünya Kupası maçlarını takip etmek isteyen Daum ve yardımcısı Koch'un kullandığı soyunma odasının elektriklerinin tadilat nedeniyle kesildiği öğrenildi.

www.sabah.com.tr

Blog Sahibi Notu: Eh be keraneci evladı aziz, Daum'a niye kızıyorsun ki? Sen Rüştü yüzünden kaçırmadın mı şampiyonluğu? Rüştü Bursadan bilerek yedi golleri, Bursa kazanıp şampiyon oldu ya!!!Ne çabuk unuttun bu gerçeği de fenerbahçe tarihinin en başarılı teknik direktörlerinden birini kovmaya, bezdirmeye çalışıyorsun? Yürü be Daum !!! Pes etmek yok. Çok canını sıkarsa iki çizgi çeker öyle çıkarsın maçlara.

18 Haziran 2010 Cuma

GÜN - 8

14:30 Almanya-Sırbistan

Alman panzerleri ilk maçta aldıkları farklı galibiyetle dünya devlerine hem göz dağı, hemde futbol dersi verdi.Şimdi karşılarında ilk maçını kaybetmiş Sırbistan var.Sırbistanın mutlak galibiyet için maça çıkacağını düşünüyorum.

Tahmin: üst

17:00 Slovenya-ABD

Slovenya ilk maçından 3 puan çıkarmasını bildi, ABD ise kupanın favorisi İngiltere karşısında altın değerinde 1 puan çıkardı.İki ekibinde maça temkinli başlayacağını düşünüyorum.

Tahmin:İY:0

21:30 İngiltere-Cezayir

İnigilizlerin kredisini ilk maçta kullandığını düşünüyorum, dolayısıyla puan kaybına tahammülleri olmayacak.İngilizler bu maçtan galibiyet çıkartarak Cezayir i evine gönderecektir.Oranı az bulan arkadaşlar H 1 oynayabilirler.

Tahmin:1

17 Haziran 2010 Perşembe

GÜN - 7

Arjantin - G.Kore : 1
Yunanistan - Nijerya : Alt
Fransa - Meksika : 1

16 Haziran 2010 Çarşamba

GÜN-6

Hoduras-Şili : 2
İspanya-İsviçre : 1
G:Afrika-Uruguay : Alt

15 Haziran 2010 Salı

GÜN-5

Y.Zellanda - Slovakya : 2
Fildişi - Portekiz : 2
Brezilya - K.Kore : 1

Gün - 5

14.30, Yeni Zelanda - Slovakya: İtalya'nın Paraguay'la berabere kalması ile liderlik şansı yakalayan 2 takımdan, futbol oynamasını bilen Slovakya, maçın mutlak favorisi. Slovakların güçlü kuvvetli tabiri caizse kalas gibi Yeni Zelanda'lı savunmacıların en zayıf oldukları yer olan çimin üstünden oynayacakları da aşikar. Fener'in yeni transferi Stoch'un maçı olabilir bugün. Rakip tam öne göre. Ben de Holosko'dan gol veya asis bekliyorum eğer oynayabilirse. Bu maç 2. Çok da kurcalamaya gerek yok.

17.00 Fildişi Sahilleri - Portekiz: Kaptan Drogba'nın kolunu kırmasıyla endişeye düşen Fildişi'nin, ülkenin en iyi büyücülerine yaptırdıkları yoğun büyülerden sonra oynayabilecek duruma gelmesi hakikaten mucizevi. Ulan kolunu kıran adama nasıl 1 hafta sonra top oynatırsınız? Alternatif tıbbın farkı diyorum ben. Eğer oynayabilirse avantaj mı sağlar, handikap mı olur, orası da muamma. Ronaldo nihayet sahaya çıkıyor. Maç öncesi açıklamalarında da favori olduklarını belirtti. "Neden dünya şampiyonu olmayalım" dedi. Kağıt üzerinde favori çıkıyolar sahaya. Fakat karşılarında da Afrika'nın son dönemdeki en iyi milli takımı var. Keita, Drogba, Gervinho, Kalou, Romaric, Eboue, Toure... Bunlar bir çırpıda sayabildiğim Avrupa'nın sayılı takımlarında oynayan Fildişi'li futbolcular. Gollü maç olur diyorum. Portekiz favori.

21.30 Brezilya - Kuzey Kore: Bence İngiltere ile birlikte kupanın en büyük favorisi Brezilya. Kendilerini hiç sevmiyorum, hiçbir kupada desteklemiyorum, fakat bu adamlar oynadıkları her turnuvaya favori geliyorlar bence. Doğuştan. Dunga belli bir şablon oturttu, hazırlık maçlarında çok iyi bir görüntü vermeseler de en az yarı final bekliyorum ben. Çok yazmaya gerek yok bu takımı, herkes biliyor. Kuzey Kore hakkında bulabildiğim en ilginç bilgi ise, Afrika'ya getirdikleri 3 kalecinin de adının "Myong" olması. Kimsenin karakteristiği, oyun yapısı hakkında bilgi olmadığı Kore takımı, kimsenin kendilerinden beklenti içinde olmamasının avantajını kullanmaya çalışacak. Bu kupada ne yapsalar kardır. Korner bile atsalar, gol bile bulsalar. Brezilya kazanır dicem, hiçbiriniz inanmayacaksınız.

Sonuçlar



13/06 Cezayir 0 - 1 Slovenya (79' Koren)
13/06 Sırbistan 0 - 1 Gana (84' Asamoah Gyan, Pen. )
13/06 Almanya 4 - 0 Avustralya (8' Podolski, 26' Klose, 66' Müller, 70' Cacau)

14/06 Japon 1 - 0 Kamerun (39' Honda)
14/06 Hollanda 2 - 0 Danimarka (46' Agger K.K., 85 Kuyt)
14/06 İtalya 1 - 1 Paraguay ( 39' Alcaraz, 63' De Rossi)

Slovenler beklediğim gibi ikinci yarı kazandı. Cezayir kötü takım. Fizik güçleri haricinde sahaya başka birşey koyamıyorlar. Gana ise beni yamulttu. İkinci yarı başında karşılıklı yakalanan 3'er pozisyondan gol çıkmadı fakat Gana baskılı oyununun karşılığını 84'te penaltıyla aldı. Almanya ise Avustralya'dan kanguru çorbası yaptı. Aceto'dan öğrendiğim kadarıyla kulüp bazında attığı gol sayısı milli takımda attığı gol kadar olan (39) Podolski ile öne geçen Almanya, Mesut Özil'in şov yaptığı geride kalan dakikalarda Klose, Müller ve Cacau ile farka gitti. 2-0'dan sonra Cahill'in atılması Avustralya'nın teslim bayrağını çekmesi demekti.

Dünkü maçlar için tahminlerimi yazamadım fakat, Japonlar haricinde doğru salladığımı söyleyebilirim. Kamerun'un Japonya'yı rahat geçecegini düşünüyordum. Fakat çok kötü bir oyun sonrası kendi teknik direktörleri Le Guen'in de tepkisini alarak mağlup oldular. Arsenal'in ortasahasının bu sezonki yıldızı Song'un yedek beklemesi ve defansta yapılan inanılmaz hatalar eleştiri oklarını kulübeye çekti karşılaşma sonrası. Hollanda ise ilk yarısını çok tutuk oynadığı karşılaşmanın ikinci yarısının başında Danimarka'nın epey uğraş vererek kendi kalesine attığı gol sonrası rahatladı, Kuyt ile de galibiyeti perçinledi. Bu grubun favorisi tabi ki Hollanda, 3'te 3 yaparak gruptan çıkmaları olası. Gelelim İtalya'yaaaa...Serhanlarla oluşturduğumuz tahmin kağıdına da yazdığım gibi İtalya'nın maçı koccaman bir beraberlikle bitireceği malum olmuştu bana. Gece maçın özetini geniş özetini seyrettim son şampiyon hakkında fikir sahibi olup maçı izlemeden sallamamak için. İzlemeseydim keşke. Uzaktan vurulan şutlar dışında heyecan yok, goller de yan toplardan zaten. Maçın benim için en güzel anı Roma'lı De Rossi'nin gol atması. O kadar. İtalya yine 3 maçta 3 puanla gruptan çıkar mı acaba?

13 Haziran 2010 Pazar

GÜN-3

14:30- Cezayir-slovenya :0
17:00- Sırbistan-Ganan :üst
21:30- Almanya-Avustralya :1

Gün - 3

Dünkü tahminlerde epey bir popo olmuş durumdayım. Güney Kore galibiyeti dışında pek de beklediğim sonuçlar çıkmadı. Nijerya gol atar diye düşünüyordum. Atamadı. İngiltere ibneleri yener diye düşünüyordum. Yenemedi (Green!!!). Artık önümüzdeki maçlara bakıcaz. Hemen bugünküleri de sallıyorum.

14.30, Cezayir - Slovenya: İngiltere - ABD karşılaşmasının berabere bitmesi iki takımın da iştahını kabarttı. İkincilik için birbirini yiyecek bu 2 takımdan Slovenya Cezayir'e göre daha ağır basıyor. Cezayir'de AEK'lı forvet Chebbour yok, onun dışında herhangi bir eksiklik göze çarpmıyor. İlk yarı 0, ikinci yarı 2 olur diyorum. 2-3 gol bahsi de oynanır bence.

17.00, Sırbistan - Gana: Bence günün en zevkli maçı bu olacak. Gana Essien'siz. Sırbistan tam kadro. Essien oynayabilseydi Gana'nın taraftar desteğiyle favori olduğunu düşünürdüm, fakat bu sakatlık dengeleri değiştirdi bence. Krasic, Stankovic, Pantelic gibi her an skor üretebilecek isimlere sahip Sırbistan, karşılaşmaya hızlı başlayıp sonuç almaya çalışacak Gana'yı önce durdurup sonra vurmaya çalışacaktır. Gollü bir karşılaşma bekliyorum. Gollü derken, 5-6 tane değil. 3 tane falan. Sırbistan yenilmez hacı.

21.30, Almanya - Avustralya: Ballack Almanları turnuva başlamadan yıktı. Kaptanlarını ve en deneyimli oyuncularını kaybetmek turnuva öncesi büyük moral bozukluğuna neden oldu. Artık yük Mesut Özil'in sırtında. Takım geçtiğimiz turnuvalara göre daha genç ve tecrübesiz. Löw pek de iddialı demeçler vermedi kupa öncesi. O da Ballack'ın sıkıntısını yaşıyordu belli ki. Avustralya büyük liglerde oynayan yıldız oyuncularıyla birlikte tam kadro Afrika'ya geldi. 2006'da Hiddink'le yaşanan ikinci tur başarısından sonra, beklentiler daha büyük. Kadro kalitesini sahaya yansıtabilirlerse gruptan çıkmak hayal değil. Beraberlik normal sonuç olur diyorum, plase Avustralya.

Sonuçlar

11/06 Uruguay 0 - 0 Fransa
11/06 Güney Afrika 1 - 1 Meksika (51' Siphiwe Tshabalala, 79' Rafael Marquez)

12/06 Arjantin 1 - 0 Nijerya (6' Gabriel Heinze)
12/06 Güney Kore 2 - 0 Yunanistan (7' Jung Soo Lee, 51' Ji Sung Park)

13/06 İngiltere 1 - 1 ABD ( 4' Steven Gerrard, 40' Clint Dempsey)

12 Haziran 2010 Cumartesi

Gün - 2

Dünya Kupası dün, evsahibinin golüyle açılışı yaptı. Tahminde bulunduğum 2 maç da aslında tahmin edilmeyecek gibi değildi. Az gollü ve beraberlik kokan karşılaşmalardı zaten, öyle de oldu. Fransa beklenilenden daha agresif ve hücuma yönelik oynadı, onun dışındaki takımlar zaten kendilerinden beklenilen gibiydiler.
Bugün turnuvanın favorilerinden olan 2 takım (Arjantin, İngiltere) sahaya çıkıyor. Hem bu takımların maçlarına, hem de G.Kore - Yunanistan maçına sallamalarımı yapıp tutmalarını bekleyeceğim, ve "olum futboldan anlıyoruz heralde, yıllarca top oynadık mehmehmeh" demek için fırsat kollayacağım.



14.30, G.Kore - Yunanistan: 2002'deki dünya 4.lüğünün ardından sesi soluğu kesilen Güney Kore, kupadaki eleme grubunda pek zorlanmadan lider oldu ve K.Kore ile birlikte el ele Güney Afrika'ya geldi. Yunanistan da 2004'de yaşadığı Avrupa Şampiyonluğu'ndan sonra tepetaklak günler geçirdi, katıldığı turnuvalarda hayal kırıklığı yarattı. Kupa öncesi oynadığı son 3 hazırlık maçından galibiyet çıkaramayan Yunanistan'ın , K.Kore karşısında o herkesin çok güvendiği savunması da alarm verdi. İki takımda da önemli bir eksiklik yok. Avrupa ve Asya futbolunun iki temsilcisi karşı karşıya geldiğinde, Avrupa'nın futbol kültürünün ağır basması normal sonuç. Fakat Yunanistan'ın kontratak futbolu oynayıp 3 pasta kaleyi inmeyi düstur edinmiş takımlara karşı zorlanması ibreyi biraz G.Kore'ye çeviriyor bana göre. Kore'nin ikinci tur sürprizi yapmak için mutlak puan alması gereken takım Yunanistan.Ekstra bir motivasyonla oynayacaklardır. Bu maç da berabere geliyor bana. Az gollü bir beraberlik, az ihtimal de olsa tek farklı bir Kore galibiyeti.


17.00, Arjantin - Nijerya: Arjantin uzun zamandan sonra ilk kez bir turnuvaya bu kadar favori geliyor. Favori gösterilmesinin nedeni, oynadığı kollektif futbol veya taktik dehası hocası(!) değil, es geçilemeyecek kalitedeki hücum kadrosu. Higuain, Messi, Aguero, Milito, Palermo, Tevez...PES'te bu kadro elimde olsa 2-3-5 oynarım. Palermo hariç, hepsi gerek bireysel, gerek takım olarak çok başarılı sezonlar geçirdiler ve böyle hücumculara sahip bir kadronun kupayı kaldırması kimseyi şaşırtmaz. Fakat efsane futbolcu, dengesiz teknik direktör Maradona'nın Amerika elemelerinde yaptığı kadro seçimleri, maç içerisinde yaptığı değişiklikler, Arjantin'in oynadığı savruk ötesi futbol, Arjantin'in kupadaki devamlılığı konusundan beni şüpheye düşürüyor. Rakibi Nijerya ise 96'daki olimpiyat şampiyonluğundan sonra düşüşe geçen, katıldığı kupalardaki başarısı Fransa 98'deki 2. tur ile sınırlı kalmış (Danimarka'ya 4-1 ile çarpıldılar) bir takım. Kadro tamamıyla Avrupa'dan. Afrika futbolunun tipik özelliği olan topu değil adamı koşturma mantalitesiyle oynayan, fizik gücünü kullanarak özellikle karşılaşmaların son 20 dakikasında patlama yapan bir rakiple oynayacak Arjantin. Karşılaşmanın mutlak favorisi onlar. Nijerya'yı yeneceklerini, gruptan rahat çıkacaklarını düşünüyorum, ama ilerisi için daha önce de söylediğim gibi, Maradona benim için soru işareti. İddaa'da 1.3 vermiş Arjantin galibiyetine. Ben onun yerine üst oynarım, keyifle izlerim moruklar.



21.30, ABD - İngiltere: Dünya Kupası'na favori gelen bir başka takım İngiltere. Capello etkisi midir, Rooney'nin formu mudur beni etkileyen bilemiyorum, ama bu adamlar bu sefer kendilerini kanıtlayacaklar gibi geliyor bana. Gol kralı adayım Rooney, Chelsea ile birlikte çok iyi bir sezon geçiren Lampard, Ashley Cole, Liverpool'un kalbi Steven Gerrard....Takım'ın neredeyse her mevkiinde yıldız denilebilecek isimler var. Elemelerde oynadığı her maçı kazanan İngilizler, bir an önce kupanın başlamasını ister gibiydi. Başarıya açlar, büyük beklentilerin karşılığını bu sefer vermek istiyorlar ve bunu yapabilecek güçleri fazlasıyla var. Capello'nun Gerrard ve Lampard'ı birlikte verimli bir şekilde oynatabilip oynatamayacağı, İngilizlerin kupadaki yerini belirleyecek en önemli unsur bence. Rooney geçtiğimiz sezon Premier Lig'de yaptığı gibi sorumluluk alarak, gösterdiği formu tekrarlarsa, bu çocuklar bence en büyük favori. Ferdinand'sız bir savunma omurgası oturtacaklar, fakat King, Terry, Carragher ve diğerleri onun açığını kapatacak kapasitede. İngilizleri yaldır yaldır övdükten sonra geliyoruz Amerika'ya...Adam değiller. Sevmiyorum ipneleri. İngiltere kazanır, 2-3 gol oynanabilir.

11 Haziran 2010 Cuma

Başşliyyyeee!!!!



Dünya Kupası bugün başlıyor. Kupanın en uyutabilecek grubu olan A Grubu maçlarıyla başlayacak olan kupa boyunca, tahminlerimi sallayacağım, sonra da tutmuş mu tutmamış mı bakıp eğleneceğim.

17.00, Güney Afrika - Meksika: 2010 Dünya Kupası'nın açılış maçında evsahibi Güney Afrika ile Meksika karşılaşacak. Taraftar desteğiyle maça favori başlayacak Güney Afrika, son hazırlık maçında Danimarka'yı, Meksika ise İtalya'yı mağlup etti. 2 takımda da eksik yok. Sabaha kadar berabere biter düşüncesi içerisindeyim, dengeyi değiştirirse taraftar desteği değiştirir. İlk yarı 0, maç sonucu 0, alt oynanabilir.

21.30, Uruguay - Fransa: Son hazırlık maçında Çin'e yenilerek otoriteleri şaşırtması gereken,ama aslında hiç de şaşırtmayan Fransa, Uruguay'la kapışacak. Domenech yönetiminde oynadığı futbolla Fotomaç gazetesi yazarlarından kurulu veteranlar takımı karşısında bile güven vermeyecek Fransa, karşılaşmayı ne sonuçla bitirirse bitirsin sürpriz değil. Kadro müthiş, Ribery gibi istediği maçı istediği zaman çevirebilecek bir dünya starı var ellerinde, Lass dışında eksikleri yok. Uruguay'da Forlan ve Suarez harika birer sezon geçirdiler. Önemli eksiklikleri de yok. Savunmayı hücümdan önce düşünen iki takımın karşılaşmasında konsantrasyonu daha üst seviyede olan kazanacak diyorum ben. Önce beraberlik sonra Uruguay bana göre. Az gol olur, ilk yarı takımlar birbirlerini tartmaktan başka birşey yapmazlar hatta ve hatta.

8 Haziran 2010 Salı

Dünya Kupası Maç Programı

A Grubu

11/06 17:00 G. Afrika – Meksika
11/06 21:30 Uruguay – Fransa
16/06 21:30 G. Afrika – Uruguay
17/06 21:30 Fransa – Meksika
22/06 17:00 Meksika – Uruguay
22/06 17:00 Fransa – G. Afrika

B Grubu

12/06 14:30 G. Kore – Yunanistan
12/06 17:00 Arjantin – Nijerya
17/06 14:30 Arjantin – G. Kore
17/06 17:00 Yunanistan – Nijerya
22/06 21:30 Nijerya – G. Kore
22/06 21:30 Yunanistan – Arjantin

C Grubu

12/06 21:30 İngiltere – ABD
13/06 14:30 Slovenya – Cezayir
18/06 17:00 Slovenya – ABD
18/06 21:30 İngiltere – Cezayir
23/06 17:00 Slovenya – İngiltere
23/06 17:00 ABD – Cezayir
D Grubu

13/06 17:00 Sırbistan – Gana
13/06 21:30 Almanya – Avustralya
18/06 14:30 Almanya – Sırbistan
19/06 17:00 Gana – Avustralya
23/06 21:30 Gana – Almanya
23/06 21:30 Avustralya – Sırbistan

E Grubu

14/06 14:30 Hollanda – Danimarka
14/06 17:00 Japonya – Kamerun
19/06 14:30 Hollanda – Japonya
19/06 21:30 Kamerun – Danimarka
24/06 21:30 Danimarka – Japonya
24/06 21:30 Kamerun – Hollanda

F Grubu

14/06 21:30 İtalya – Paraguay
15/06 14:30 Y. Zelanda – Slovakya
20/06 14:30 Slovakya – Paraguay
20/06 17:30 İtalya – Y. Zelanda
24/06 17:00 Slovakya – İtalya
24/06 17:00 Paraguay – Y. Zelanda

G Grubu

15/06 17:00 Fildişi S. – Portekiz
15/06 21:30 Brezilya – Kuzey Kore
20/06 21:30 Brezilya – Fildişi S.
21/06 14:30 Portekiz – Kuzey Kore
25/06 17:00 Portekiz – Brezilya
25/06 17:00 Kuzey Kore – Fildişi S.

H Grubu

16/06 14:30 Honduras – Şili
16/06 17:00 İspanya – İsviçre
21/06 17:00 Şili – İsviçre
21/06 21:30 İspanya – Honduras
25/06 21.30 Şili - İspanya
25/06 21.30 İsviçre - Honduras

4 Haziran 2010 Cuma

Saatler, gitme vakti....



Suyun 100 derecede kaynadığı dünyamızda, Rafael Benitez'in suyu nerden baksan 250'yi bulmuştu zaten. Ligdeki yedincilik, Avrupa Ligi'ne yarı finalde veda etmek, sezonu kupasız kapatmak vs vs derken Benitez'in 2004 yılından beri çalıştırdığı Liverpool'dan ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyordu sezon biterken. Nitekim beklenen oldu ve Rafa 3 milyon sterlin tazminatını da alarak hürgeneralliğe adım attı. Büyük bir ihtimalle deİnter'in yeni çalıştırıcısı olacak. İtalya Ligi onun stiline çok uygun aslında. Ben başarılı olacağını düşünüyorum.
Rafael Benitez'in kariyerinde Extramadura'yı ve Tenerife'yi La Liga'da 1. lige çıkarma, Valencia ile 3 sezonda 2 şampiyonluk ve 1 UEFA Kupası, Liverpool ile 1 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu (Milan'a karşı penaltılarla-İstanbulda), 1 Süper kupa (CSKA'ya karşı 3-1 skorla) ve bir Şampiyonlar Ligi finali (Milan'a karşı 2-1'lik skorla) gibi başarılar var. Kartvizit dolu, ama İtalya başka bir yere benzemez, Sinyor(!) Fatih Terim'e bile çok fazla dayanamayan İtalyanlar sezona kötü girecek bir İnter izlerlerse bileti erken kesebilirler. Başarılar Rafa.