Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

15 Eylül 2010 Çarşamba

Sırada Real Madrid var....


Maçın başından sonuna kadar Valencia vardı sahada. Topa sahip olan onlardı. Sürekli pas yapıp Bursaspor presçilerini dört döndüren de onlardı. Her fırsatta kaleyi düşünenler de. Bütün hatlarıyla daha diri, sakin ve profesyoneldiler. Bursaspor 4-0 ile kurtulduysa bunu karşılarında Liverpool gibi iştahla gol atan bir takım olmamasına borçlu (ipneler hiç acımamıştı, avrupalı acımıyor).
Selçukla sahaya çıkan kadroyu gördüğümüzde yaklaşık 20 dakika Bursaspor'un santraforunu aradık. Ama göremiyorduk bi türlü, çünkü top Valencia ceza sahasına yaklaşamıyordu bile. Sonradan farkettik ki, ilerideki isim Nunez. Sercan'la Turgay yedekti. Beşiktaş'ın başındaki Ertuğrul Sağlam'ı 1 sezon + 6 maç boyunca izleyen bir Beşiktaş taraftarı olduğum için çıkardığı kadro beni pek şaşırtmadı. Kendi evinde 25bin küsür ateşli, Şampiyonlar Ligi sebebiyle aklını yitirmiş taraftarının önünde "aman yemeyeyim, aman Valencia'yı kızdırmamayım, mazallah üzerlerine gidersek bizi pata küte döverler, boşver böyle kafam önde maçı bitireyim 1 puan da iyidir" düşüncesiyle maça başlayan Ertuğrul Hoca, Sercanla Turgay'ı yedek bırakmış, bence vizyonunu kanıtlayan bir transfer olan Nunez ile rakibi rahatsız etmeye çalışmıştı. Neden Nunez? Çünkü Sercan ve Bahadır'ın top rakipteyken geriye doğru yapmadığı koşuları Nunez yapıyor. Fakat hücum etkinliği asla bu iki oyuncu kadar değil. Takımın İlk yarıda 2 gol yemeden ve Valencia oyunun temposunu düşürüp sahasına çekilmeden karşı kaleye gidemeyişinden de anlaşılabilir sadece top rakipteyken boş koşular yapan Nunez'in etkinliği. İkinci yarı skor 2-0 iken Bursapor'un verilmeyen mutlak bir penaltısı olduğunu söylemeliyiz. Ama maalesef, hepsi bu. Valencia yine oyunun mutlak hakimi, topun sürekli sahibiydi. 3. ve 4. golün gelmesi kimseye sürpriz olmadı. Özellikle 3. goldeki zincirleme hatalar "Nasıl savunma yapılmaz" konulu kitaplara girebilecek seviyede.

Beşiktaş'ın başındayken İnönü Stadı'nda bile Beşiktaş'a oynattığı Kayserispor futbolu sebebiyle Ertuğrul Sağlam'dan çoook önce soğumuştum. Üstelik Avrupa kupalarında oynadığımız kişiliksiz futbol ve yediğimiz bir araba gol de benim gözümdeki kredisini bitirmişti. Gidişine hiç üzülmemiş, sadece gönderiliş şekline içerlemiştim. Bursaspor'da yaşadığı şampiyonluk anasının ak sütü gibi helal, parçalaya parçalaya kazandılar, fakat Şampiyonlar Ligi seviyesinde oynayacakken yaptığı transferler ve Avrupa arenasında Bursapor'un oynadığı futbol gösteriyor ki, gidişi isabet olmuş. Bursapor'un grupta toplayabileceği maksimum puan 2 gibi görünüyor bana. Kimse "tecrübesizlik, deneyim eksikliği reröre" demesin, o oyun anlayışıyla, deneyimli Beşiktaş'ın Ertuğrul'un elinde ne hale geldiğini de gördük çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder