Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

12 Aralık 2010 Pazar

Transfere gerek yok, nasıl olsa sakatlanacaklar...

 Beşiktaş Eskişehir deplasmanından 0 puan ve 2 sakatla döndü. Sezon başından beri her hafta en az 8-9 eksikle maçlara çıkan Beşiktaş, bu eksiklere Necip ve Holosko'yu da ekleyince, "gelecek hafta sahaya kimi çıkartacağız" endişesi yaşamaya başladı.
Futbol gibi sert bir sporda sakatlıklar yaşanması, elbette ki doğal bir hadise. Fakat Beşiktaş'ta bu sezon yaşananlar hiç de normal değil. Aslında problem ve çözümü teknik heyetin içerisinde, Sayın Schuster'in gözleri önünde. Fenerbahçe'nin Aragones'li dönemini hatırlayalım. O sezon Dede ile birlikte berbat bir sezon geçiren Fenerbahçe, sistemin oturmaması sebebiyle zaten yeteri kadar sıkıntı yaşamış, bir de üzerine bütün sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçirmişti. Her hafta ortalama 5 sakatı vardı Fenebahçe'nin. Ve bunlardan %75'i adale sakatlıklarıydı. (Doktor Kubilay'dan kopya çektim.).  Sakatlık sonrası ilk kontrolü yapılan ve 'şu kadar süre sonra futbol oynamaya başlar' denilen topçular, ya vaat edilen süre içerisinde sahalara dönemiyorlar, ya da iyileşir iyileşmez yeniden sakatlanıyorlardı. Bu dönemde sarı-lacivertlilerin kondisyoneri İspanyol Carlos Cascallana'ydı. Aragones'in ayrılmasıyla Fenerbahçe'deki görevi sona eren Cascallana, Schuster dönemi ile birlikte kapağı Beşiktaş'a attı. Türkiye Ligi'ni tanıdığı ve kendisiyle İspanyolca anlaşabileceği gerekçelerini öne süren  Schuster, bu bela adamı futbol takımının başına musallat etti.  Dikkat ediyorum da, Schuster takımın aldığı kötü sonuçlar için rakip takım teknik direktörlerini bile suçladı ama, 'kondisyonerimiz takımın anasını ağlattı, her hafta 10 kişi eksiğimiz var, nerede sezon başında kurduğum takım, nerede şimdi sahaya çıkarmak zorunda kaldığım takım' demiyor pek. Çünkü Cascallana seçimi tamamen kendisine ait. Fenerbahçe'nin Cascallana'lı sezonda başına gelenleri bilerek istedi onla çalışmayı. Schuster'in ne kadar dik kafalı, inatçı, bildiğinden şaşmayan bir keçi olduğunu da göz önüne alırsak, hatasını kesinlikle kabul etmeyeceğini ve Beşiktaş'ın milyon dolarlar ödeyerek transfer ettiği adamların bu Frankeyştayn'ın elinde daha çoook telef olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Devre arasında futbolcu transferine gerek yok, nasıl olsa bu adam onları forma sokacağım diye sakatlayıp tribüne çıkartır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder