Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!

Arabanın Torpidosuna Sokarım!!!!!
Murat Özarı: - Eğer var ya bak sana Fikret Engin sana bişey söyliyim, bak bi dakka ya, bi dakka sana bişey söyliyim, o Teoman, sen şimdi burdasın ya, sen benim arkadaşımsın, Fikret Engin, ben senin için ölüme giderim. Fikret Engin: - Eyvallah, ben de giderim abi, tamam. Murat Özarı: - Sen benim kader arkadaşımsın. Teoman Bey, sana benim yanımda öyle vuracak var ya, O Teoman'ı var ya, arabanın torpidosuna sokarım!!!

19 Ocak 2011 Çarşamba

Güle Güle Koca Yusuf


Gün geçmiyor ki, Beşiktaş Yönetimi bir futbolcusuna daha kovar gibi muamele yapıp takımdan uzaklaştırmasın...2008-2009 sezonunun devre arasında takıma katılarak kupa ve lig şampiyonluklarının altına imza atan futbolculardan biri olan Yusuf Şimşek alacakları bonservisine sayılarak Kayseri Erciyesspor'a gönderildi. Sezon başından beri A2'lerde süründürülen, Guti'nin sakatlığında onun yerini tutabilecek tek futbolcu olmasına rağmen kadroya bile alınmayan Yusuf'un kuyruğuna teneke bağlayan yönetim "vefasızlık bizim işimiz" dedi. Yedek kalmasını anlarım, hatta 18'e girememesini de anlarım zaman zaman, ama Quaresma'nın yokluğunda hücümda etkili olup gol bulabilmek için Guti'nin kişisel becerisine muthaç olan bir takımda, Guti de sakatlanıp cezalı duruma düştüğünde yerini tutabilecek yetenekteki tek oyuncu olan Yusuf'tan hiç yararlanmamak ve onu hiçe saymak, çok değil daha 1buçuk sezon önce Beşiktaş'a şampiyonluğu getiren maçlar oynayan bu top cambazına yapılmış bir ayıp.
2008-2009 sezonuna Bursaspor'da başlayan Yusuf, devre arasında Mustafa Denizli'nin ısrarlarıyla Beşiktaş'a transfer oldu. Ben de dahil olmak üzere milyonlarca Beşiktaş'lının tepkisini çeken transfer konusunda Mustafa Denizli, "zamanı geldiğinde ona neden ihtiyaç duyduğumu anlayacaksınız" dedi. Yusuf oynadığı ilk 6-7 maçta resmen döküldü. Herkes Yusuf'a ve hocaya yüklenmeye hazırdı zaten, fırsat kaçırılmadı. Böylesine pili bitmiş ve ayakta duramayan bir futbolcuyu transfer etmek için Mustafa Denizli'nin komisyon aldığı bile söylendi. Ama İnönü'deki Gençlerbirliği maçı Yusuf için dönüm noktası oldu. Bir hafta önce sahada yarım saat kalmasına rağmen maçı zor bitiren ve ayakta duramayan o değilmiş gibi, deparlar, çalımlar attı, asistini yaptı ve galibiyette pay sahibi olarak bir anlamda tribünlerle barıştı. Ligin sonuna kadar performası bir daha hiç düşmedi. Yine İnönü'de Kayserispor'a karşı alınan galibiyette takımın tek golünü atan oydu. Hele hele Eskişehir deplasmanında orta çizgide aldığı topla Doğa'yı tam 3 kere çalımlayarak çizgiye inmesi ve Holosko'ya boş kaleye golü attırması unutulmazlar arasında yerini aldı. İzmir'deki kupa finalinde Fenerbahçe'ye attığı golle Türkiye Kupası'nın da kulbundan tuttu. Nihayet ligin sonunda şampiyonluğun hangi takıma gideceğini büyük ölçüde belirleyecek olan yine İnönü'deki Galatasaray maçında Mehmet Topal'ın kendi kendi kalesine attığı golde topu getiren isimdi, Kewell'ın ayağından yenen golden sonra sallanan ve paniğe sürüklenen takımı attığı golle ipten alarak hem derbiyi hem de şampiyonluğu Beşiktaş'a kazandırdı. O sezon taraflı tarafsız herkes tarafından yine onun gibi devre arasında takıma katılan Fabian Ernst ile birlikte takımın yakaladığı müthiş çıkışın 2 mimarından biri olarak gösterilen Yusuf, bugün resmen bezdirilerek kulüpten gönderildi. Ben Beşiktaşlılar adına özür diliyorum kendisinden. Yolun açık olsun, bundan sonraki futbol hayatında başarılar Koca Yusuf....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder